Ebû Hüreyre’nin naklettiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:
“…Müslüman, Müslüman’ın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu yardımsız bırakmaz ve onu hor görmez…”
(M6541 Müslim, Birr, 32)
Enes’in (ra) naklettiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurdu:
“Zalim de olsa mazlum da olsa kardeşine yardım et.” Bunun üzerine birisi, “Ey Allah’ın Resûlü (sav)! Eğer mazlum ise yardım ederim, ancak zalimse ona nasıl yardım edeceğim?” dedi. Resûlullah (sav) buyurdu ki, “Onu zulümden uzaklaştırırsın veya onun zulmüne engel olursun. İşte bu ona yapacağın yardımdır.”
(B6952 Buhârî, İkrâh, 7)
Hz. Ebû Bekir es-Sıddîk’in işittiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:
“İnsanlar bir zalimi görürler de onun zulmüne engel olmazlarsa, Allah’ın onları genel bir azaba uğratması kaçınılmazdır.”
(T3057 Tirmizî, Tefsîru’l-Kur’ân, 5; D4338 Ebû Dâvûd, Melâhim, 17)
İbn Abbâs’ın (ra) naklettiğine göre, Resûlullah (sav) Muâz b. Cebel’i Yemen’e gönderirken şöyle buyurmuştur:
“…Mazlumun bedduasından sakın. Çünkü onunla Allah arasında perde yoktur.”
(B1496 Buhârî, Zekât, 63; M121 Müslim, Îmân, 29)
Abdullah b. Ömer’den (ra) nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: “Zulüm, (zalim için) kıyamet gününde zifiri karanlıklardır.”
(B2447 Buhârî, Mezâlim, 8; M6577 Müslim, Birr, 57)