Ebû Hüreyre’den rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
“Allah Teâlâ katında duadan daha kıymetli bir şey yoktur.”
(T3370 Tirmizî, Deavât, 1; İM3829 İbn Mâce, Dua, 1)
Enes b. Mâlik’in naklettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
“Dua ibadetin özüdür.”
(T3371 Tirmizî, Deavât, 1)
Nu’mân b. Beşîr’den rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber (sav):
“Dua ibadetin ta kendisidir.” buyurmuş ve sonra şu âyeti (Mü’min Suresi, 60. ayet) okumuştur: “Rabbiniz şöyle buyurdu: Bana dua edin ki duanıza icabet edeyim. Bana kulluk etmeyi kibirlerine yediremeyenler aşağılanmış hâlde cehenneme gireceklerdir.”
(Mü’min, 40/60; T3372 Tirmizî, Deavât, 1; D1479 Ebû Dâvûd, V itr, 23)
İbn Ömer’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:
“Sizden her kime dua kapısı açılmış ise ona rahmet kapıları açılmıştır. Allah’tan istenilen şeyler arasında O’na en sevimli geleni, afiyettir.” Resûlullah (sav) konuşmasına şöyle devam etmiştir: “Dua, başa gelen ve henüz gelmeyen belaya karşı fayda sağlar. Öyleyse ey Allah’ın kulları, duaya sarılın!”
(T3548 Tirmizî, Deavât, 101)
Ebû Hüreyre’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:
“Sizden biriniz, ‘Dua ettim de duam karşılık görmedi.’ deyip acele etmediği müddetçe duası karşılık bulur.”
(D1484 Ebû Dâvûd, Vitr, 23; M6935 Müslim, Zikir, 91)
Ebû Hüreyre’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:
“Allah’a, kabul edileceğine gerçekten inanarak dua edin. Bilin ki Allah, ciddiyetten uzak ve umursamaz bir kalp ile yapılan duaları kabul etmez.”
(T3479 Tirmizî, Deavât, 65)