‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’
“(Ey resûlüm!)
(biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..”
(Enbiya,107)
“İşte seni ey insan!
RAHMET, o Müstağnî-i ale’l-ıtlak’ın
-hiçbir şeye ihtiyâcı olmayan-
ve Sultân-ı Sermedî’nin huzûruna çıkarır ve O’na dost yapar
ve O’na muhâtab eder ve sevgili bir abd –kul- vaziyetini verir.
Evet, salavâtın ma‘nâsı rahmettir.
Ve o zîhayat -hayat sâhibi-
mücessem rahmete’ (yani; Bir insan olarak dünyaya gönderilen,
Efendimiz, Muhammed(ﷺ)’ın şahs-ı maneviyesindeki rahmet ile
insanların maneviyatlarını
ve Sünnet-i seniyyesi ile iki cihan hayatlarını ihya etmesidir…)
Rahmet duâsı olan salavât ise,
o rahmetin’lil-alemin’vusûle -âlemlere rahmet olan
Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm’a kavuşmaya- vesîledir.
Öyle ise sen salavâtı kendine,
O’ ‘rahmetin’lil-alemin’ ’e vesîle yap
O’ Zât-ı (ﷺ)’da rahmet-i Rahmân’a vesîle ittihâz et -kabûl et-.
(Tılsımlar, 14. Lem‘a, 11-12)
“Fakat nasıl sen güneşe yetişemiyorsun, çok uzaksın,
hiçbir cihetle yanaşamıyorsun;
fakat güneşin ziyası, güneşin aksini,
cilvesini, senin âyinen vasıtasıyla senin eline verir.
Öyle de,
o Zât-ı Akdese ve o Şems-i Ezel ve Ebede
biz çendan nihayetsiz uzağız, yanaşamayız…
Fakat O’nun ziya-yı rahmeti O’nu bize yakın ediyor.”
(14.lem’a,2.makam)
Sonsuz kibriya sahibi olan Allah ile
insan arasındaki münasebetin sebebi,
Allah’ın sonsuz merhamet ve şefkatidir.
Yani nihayetsiz zillet ve hakaret içinde olan insanı
Allah’a muhatap ve dost yapan sır onun rahmetidir…
“İşte, ey insan!
Bu rahmeti bulan, ebedî tükenmez bir hazîne-i nûr bulur.
O hazîneyi bulmanın çâresi:
Rahmetin en parlak bir misâli ve mümessili –temsilcisi-
ve o rahmetin en beliğ -güzel konuşan- bir lisânı
ve dellâlı (i‘lâncısı) olan
ve -Âlemlere Rahmet- ünvânıyla Kur’ân’da tesmiye edilen
(isimlendirilen)
Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ın sünnetidir ve tebaiyetidir!..”
(14.lem’a,2.makam)
“Muhakkak ki Allah ve melekleri,
O’ peygambere salât ederler.
Ey îmân edenler!
(Siz de) ona salât edin ve (O’na) teslîmiyetle selâm verin!..”
(Ahzab,56)
Umum ümmetin,
Rahmeten li’l-Âlemîn olan Aleyhissalâtü Vesselâm hakkında,
hadsiz bir kesretle, rahmet mânâsıyla salâvat getirmeleri,
rahmet ne kadar kıymettar bir hediye-i İlâhiye
ve ne kadar geniş bir dairesi olduğunu parlak bir surette ispat eder!..
Elhâsıl:
Hazîne-i rahmetin en kıymetdar pırlantası ve kapıcısı
Zât-ı Ahmediye Aleyhissalâtü Vesselâm olduğu gibi,
en birinci anahtarı da – Bismillahirrahmanirrahim- dir.
Ve en kolay bir anahtarı da salavattır!..”
(14.lem’a,2.makam)
Allahım! “Bismillâhirrahmânirrahîm”in hakkı için,
âlemlere rahmet olarak gönderdiğin zâta ve bütün âl ve ashabına,
Senin rahmetine ve onun hürmetine yaraşır bir şekilde salât ve selâm et.
Bize de, Senden gayrı,
Senin mahlûkatından hiç kimsenin
merhametine muhtaç olmayacağımız bir rahmet ile merhamet et!.
.Amin, Amin!..Amin!..
Bab-ı Şefkat NUR