“Kalp hükümdardır, onun birtakım askerleri vardır.
Hükümdar düzgün olunca askerler de düzgün olur,
bozuk olunca askerler de bozuk olur.”
( C.Sağir, 6191.)
“Eğer insan yalnız bir kalbden ibaret olsaydı,
bütün mâsivâyı terk, hattâ esmâve sıfâtı dahi bırakmak,
yalnız Cenâb-ı Hakkın zâtına rapt-ı kalb etmek lâzım gelirdi…
Fakat insanın akıl, ruh, sır, nefis gibi,
pek çok vazifedar letâifi ve hasseleri vardır.
İnsan-ı kâmil odur ki;
bütün o letâifi, kendilerine mahsus ayrı ayrı tarik-i ubûdiyette
hakikat cânibine sevk etmekle,
Sahâbe gibi geniş bir dairede, zengin bir surette,
kalb bir kumandan gibi,
letâif askerleriyle kahramanâne maksada yürüsün.
Yoksa,
kalb, yalnız kendini kurtarmak için askerini bırakıp tek başıyla gitmek,
medar-ı iftihar değil, belki netice-i ıztırardır!..”
(27.söz. zeyl)
Bab-ı Şefkat NUR