MUSİBETLER,

TEVBE VE NEDAMET VE İSTİĞFAR ETMEKLE DEF’ OLUR!..

 “Cenâb-ı Hak 

bütün o kapıları ve kenz-i mahfî’yi açan, 

ene namında bir miftahı insanın eline vermiştir.”  (mesnevi-i Nuriye)

De ki: Ey nefislerine karşı aşırı giden kullarım,

Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin.

Allah bütün günahları bağışlar. Çünkü o, çok esirgeyen, çok bağışlayandır.” 

(Zümer, 39/53).

“Yeryüzündekilerden herhangi bir kimse,

لَا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ وَاللّٰهُ اَكْبَرُ وَلَا حَوْلَ وَلَا قُوَّةَ اِلَّا بِاللّٰهِ

derse hatalarına keffaret olur. Bu hataları deniz köpükleri kadar da olsa.” 

(Ali el-Müttakî, I, 455/1963)

Yüce Allah’ın güzel isimlerinden biri “Halîm”dir.

Halîm; gücü yettiği hâlde ceza vermeyen ve erteleyen demektir.

Bundaki en büyük hikmetlerden biri, kullarının tövbe etmelerine fırsat vermektir…

İşte o tövbe;

Alemlerin Rabbi’nin  kenz-i mahfî -gizli hazineler- denilen 

Uluhiyet-i  İlahiye’ ye ait Celâl sıfatlarına istiğfar ve nedametle  Kefarret olur…

Rahman sıfatlarından TEVVAB isminin kapısına anahtar olur açar!..

Ve SELÂM sıfatının ufkuyla nurlandırır!..

“Nimet ve rahmet-i İlâhiyenin

fiyatı, şükürdür. Biz, şükrü hakkıyla vermedik.

Evet, rahmetin fiyatını şükürle vermediğimiz gibi,

 zulmümüzle, isyanımızla gadabı celbediyoruz…

Hem böyle umûmî musibetler,

ekser nâsın hatasından geldiği cihetle,

 o insanların ekseri –kısm-ı a’zamı– tevbe ve nedamet ve istiğfar etmekle def’ olur!..”

(Emirdağ Lahikası, mektup no: 14, s. 62)

Bab-ı Şefkat NUR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir