KALPLERDE GÖRÜNMEYEN MANAYI
GÖRÜNÜR VE ANLAŞILIR KILAN ŞEY, MANAYA GİYDİRİLEN ÜSLUPTUR!,,
“Kelâmın selâmet ve rendeçlenmesi
ve itidal-i mizacı ise,
her kaydın istihkak ve istidadına göre
inayeti taksim ve hil’at-ı üslûbu tevzi ve giydirmektir.”
(Muhakemat)
Kalplerde görünmeyen manayı görünür ve anlaşılır kılan şey, manaya giydirilen Üsluptur!..
Manaya giydirilen her bir kelime,
o manayı tam kuşatmalı ve mesajı net ve eksiksiz aktarmalıdır!..
Üslüp manaya tam delalet etmiyorsa, kuvvetsiz demektir,
kuvvetsiz üslup tesirsiz ve etkisizdir!..
“Hem de hikâye de olursa,
mütekellim kendini mahkiyyun anh yerinde
farz etmek gerektir.
Şöyle:
Eğer başkasının hissiyat ve efkârının tasvîrinde ise
mahkiyyun anh’a hulûl etmek ve onun kalbinde misafir olmak
ve lisanıyla tekellüm etmek gerektir.” -Muhakemat
Karşıya herhangi bir meseleyi anlatmak için,
başkasının bir deneyimini hikaye eden biri,
anlattığı söz konusu şahsın duygu ve düşüncesinde hissedar olmazsa,
muhatabını ikna edemez!..
Hususan nurlara tebliğ ehli olan kişi için,
fenaf’il-ihvan,
fenaf’il üstad / fenaf’il dava,
veya fenaf’il-Resul,
ıslahat Nuruna malik olmak elzemdir!..
Zira Muhabbetin mayası olan uhuvvet,
birinci derecede ‘isar ruhu’ ister!..
“Eğer kendi malında tasarruf etse,
alâmet-i kıymet olan itibar ve ihtimamın taksiminde
her kaydın istihkak ve istidad ve rütbesini nazara almakla
taksiminde adalet ve üslûplar da istidadın kametine göre kesmektir.
Tâ her bir maksat onun münasibinde olan üslûptan cilveger olabilsin.”
(Muhakemat)
Maahaza kendi hissiyatından bir paylaşım yaparak,
kendi nefsi kusurlarını- suizan, hased, rekabet, kin, ayakalma…v.s.-
karıştırmadan bir şeyi tasvir ediyorsa,
her kelimeyi ayrı ayrı ihya ederek,
hem de diğer manaları da rencide etmeden,
iz’an ile üslubu kullanmak gerekir.
Ta ki dinleyen hem anlasın, hem duygulansın!..
Bab-ı Şefkat NUR