بِاسْمِهٖ سُبْحَانَهُ
Aziz, sıddık kardeşlerim!
Leyle-i Mi’rac, ikinci bir Leyle-i Kadir hükmündedir. Bu gece mümkün oldukça çalışmakla kazanç birden bine çıkar. Şirket-i maneviye sırrıyla, inşâallah her biriniz kırk bin dil ile tesbih eden bazı melekler gibi kırk bin lisan ile bu kıymettar gecede ve sevabı çok bu çilehanede ibadet ve dualar edeceksiniz. Ve hakkımızda gelen fırtınada binden bir zarar olmamasına mukabil, bu gecedeki ibadet ile şükredersiniz. Hem sizin tam ihtiyatınızı tebrik ile beraber, hakkımızda inayet-i Rabbaniye pek zahir bir surette tecelli ettiğini tebşir ederiz.
Şualar 391.sh – Risale-i Nur
İşte o çare budur: Allah için işleyiniz, Allah için görüşünüz, Allah için çalışınız. “lillah, livechillah, lieclillah” rızası dairesinde hareket ediniz. O vakit sizin ömrünüzün dakikaları, seneler hükmüne geçer.
Bu hakikate işareten Leyle-i Kadir gibi bir tek gece, seksen küsur seneden ibaret olan bin ay hükmünde olduğunu nass-ı Kur’an gösteriyor. Hem bu hakikate işaret eden ehl-i velayet ve hakikat beyninde bir düstur-u muhakkak olan “bast-ı zaman” sırrıyla çok seneler hükmünde olan birkaç dakikalık zaman-ı mi’rac, bu hakikatin vücudunu ispat eder ve bilfiil vukuunu gösteriyor. Mi’racın birkaç saat müddeti, binler seneler hükmünde vüs’ati ve ihatası ve uzunluğu vardır. Çünkü o mi’rac yoluyla, beka âlemine girdi. Beka âleminin birkaç dakikası, şu dünyanın binler senesini tazammun etmiştir.
Lem’alar 21.sh – Risale-i Nur
Sizin Leyle-i Mi’racınızı bütün ruh u canımla tebrik ederim.
Şualar 391.sh – Risale-i Nur
Bu şuhur-u selâse seksen küsur sene bir ömrü kazandırıyor. Elbette sizler gibi mücahidler, onu kazanmaya çalışacaksınız. Cenab-ı Hak her bir gecesini sizin hakkınızda Leyle-i Mi’rac ve Leyle-i Berat ve Leyle-i Kadir kadar kıymettar eylesin, âmin!
Kastamonu Lâhikası 72.sh – Risale-i Nur
Sizin geçmiş Leyle-i Mi’rac ve gelecek Leyle-i Beratınızı tebrik ediyoruz ve makbul dualarınızı rica ediyoruz.
Kastamonu Lâhikası 139.sh – Risale-i Nur
rahmetle şeair-i İslâmiyeye karşı, hattâ semavat ve feza-yı âlem hürmetlerini göstermekle tevafuk etmesi, zerre miktar insafı olan bilir ki bu işte hususi bir kasd ve irade ve ehl-i imana hususi bir inayet ve merhamettir, hiçbir cihetle tesadüf ihtimali olamaz.
Demek hakikat-i mi’rac, bir mu’cize-i Ahmediye (asm) ve keramet-i kübrası olduğu ve mi’rac merdiveni ile göklere çıkması ile Zat-ı Ahmediye’nin (asm) semavat ehline ehemmiyetini ve kıymetini gösterdiği gibi; bu seneki Mi’rac da zemine ve bu memleket ahalisine kâinatça hürmetini ve kıymetini gösterip bir keramet gösterdi.
Emirdağ Lâhikası 1 40.sh – Risale-i Nur
Aziz, sıddık kardeşlerim!
Kat’iyen şek ve şüphemiz kalmadı ki bu hizmetimizin neticesi olan Risale-i Nur’un serbestiyetini değil yalnız biz ve bu Anadolu ve âlem-i İslâm alkışlıyor, takdir ediyor; belki kâinat memnun olup cevv-i sema, feza-yı âlem alkışlıyor ki üç dört ayda yağmura şiddet-i ihtiyaç varken gelmedi. Ve Denizli’de mahkemenin bilfiil teslimine karar vermesi, yine Leyle-i Mi’racda aynen Risale-i Nur’un bir rahmet olduğuna işareten Leyle-i Regaibe tevafuk ederek kesretli melek-i ra’dın alkışlamasıyla ve rahmetin Emirdağı’nda gelmesi, o teslim kararına tevafuk etmesi ve bir hafta sonra demek Denizli’de vekillerin eliyle alınması hengâmlarında yine aynen Leyle-i Mi’raca ve Leyle-i Regaibe tevafuk ederek aynen onlar gibi cuma gecesinde kesretli rahmet ve yağmurun bu memlekette gelmesi o tevafuklarıyla kat’î kanaat verdi ki Risale-i Nur’un müsaderesine ve hapsine dört zelzelelerin tevafuku küre-i arzca bir itiraz olduğu gibi bu Emirdağı memleketinde dört ay zarfında yalnız üç cuma gecesinde –biri Leyle-i Regaib, biri Leyle-i Mi’rac, biri de şaban-ı muazzamın birinci cuma gecesinde– rahmetin kesretli gelmesi ve Risale-i Nur’un da serbestiyetinin üç devresine tam tamına tevafuk etmesi; küre-i havaiyenin bir tebriği, bir müjdesidir ve Risale-i Nur’un da manevî bir rahmet ve yağmur olduğuna kuvvetli bir işarettir.
Emirdağ Lâhikası 1 46.sh – Risale-i Nur