Ebû Hureyre anlatıyor:
“Resûlullah (sav) (Medine pazarında dolaşırken) bir buğday yığınının yanına geldi. Elini o yığının içine daldırınca parmakları ıslandı. Satıcıya, ‘Bu (ıslaklık) da nedir buğday sahibi?’ diye sordu. O da, ‘Üzerine yağmur yağmıştı ey Allah’ın Resûlü (sav)!’ dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: ‘Öyleyse insanların görmeleri için ıslak olan kısmı üste koyman gerekmez miydi? Aldatan benden değildir!’”
(M284 Müslim, Îmân, 164)
Kays b. Ebû Garaze anlatıyor:
“Hz. Peygamber (sav) biz çarşıda iken yanımıza geldi ve şöyle buyurdu: ‘Bu çarşı işlerine boş söz ve yalan karışabilir. Öyleyse alışverişinizi sadaka ile temizleyin.’”
(N3830 Nesâî, Eymân, 23; HM16235 İbn Hanbel, IV, 7)
Ukbe b. Âmir’in işittiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:
“Müslüman, Müslüman’ın kardeşidir. Kusurunu açıkça söylemeden, bir Müslüman’ın diğerine herhangi bir ayıplı malı satması helâl değildir.”
(İM2246 İbn Mâce, Ticâret, 45)
Ebû İshâk’ın işittiğine göre, Ebû Abdullah el-Cedelî şunları anlatmıştır:
“Hz. Âişe’ye, Resûlullah’ın (sav) ahlâkını sordum. Şöyle dedi: ‘O, haddi aşan, sözlerinde ve fiillerinde taşkınlık yapan bir kimse değildi. Çarşıda çığırtkanlık yapmaz, kötülüğe kötülükle karşılık vermezdi. Aksine, affeder ve hoşgörülü davranırdı.’”
(T2016 Tirmizî, Birr, 69)