Ebû İshâk’ın naklettiğine göre:

Bir kişi Berâ’a gelerek, “Ey Ebû Umâre! Huneyn günü savaş alanından kaçtınız mı?” diye sordu. Bunun üzerine Berâ’ şunları anlattı: “Ben Allah’ın Peygamberi’nin (sav) kaçmadığına şahitlik ederim. Lâkin silahsız, zırhsız bir grup (Müslüman askeri) Hevâzinlilerin mevkilerine yöneldi. İyi ok atan bir kavim olan Hevâzinliler, öncü Müslüman askerlerini yoğun bir ok atışına tuttu. Bunun neticesi bu kuvvetler bozguna uğradı ve düşman askerleri Resûlullah’a (sav) yöneldi. O sırada Ebû Süfyân b. Hâris, Resûlullah’ın (sav) katırının yularından tutuyordu. Resûlullah (sav), katırından indi. ‘Ben peygamberim, bunda yalan yok! Ben Abdülmuttalib’in evlâdıyım. Allah’ım! Bana yardımını lütfet.’ diyerek dua etti ve zafer diledi.” Berâ’ anlatmaya şöyle devam etti: “Vallahi, savaş kızıştığında biz düşmandan Resûlullah (sav) ile korunuyorduk! Bizim en cesurumuz onunla yan yana durabilendi.”

(M4616 Müslim, Cihâd ve Siyer, 79)

Süheyb (b. Sinân) tarafından nakledildiğine göre, Resûlullah (sav) Huneyn Savaşı günlerinde şöyle dua ediyordu:

“Allah’ım! Senin yardımın ile (düşmana) karşı durmaya çalışıyorum, senin yardımın ile hamle yapıyorum, senin yardımın ile savaşıyorum.”

(DM2471 Dârimî, Siyer, 7)

Safvân b. Ümeyye anlatıyor:

“Resûlullah (sav) Huneyn günü (ganimet mallarından) bana da verdi. O, insanlar arasında en sevmediğim kimseydi. Fakat bana mal vermeye devam ettikçe sonunda insanlar arasında en sevdiğim kişi hâline geldi.”

(T666 Tirmizî, Zekât, 30)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir