ASRIN İMAM’ININ VAZİFESİNDEKİ

‘RİYASETİ’NİN HÜCCETİ OLAN ‘İTİDÂL-Î DEMÎ…

Deseler ki, kızıl ordu mekanize birlikleri ile üzerinize geliyor’ hiç umurumda olmaz;

Ayağımı ayağımın üzerine atarım, ‘Zübeyir kahvemi yap’ derim..

Fakat duysam ki, iman hizmetinde iki kardeş biri birine düşmüş,

Odama çekilir hıçkıra hıçkıra ağlarım!..”

Üstadımızın,

bir çok kişinin farklı teviline yol açan bu vecizesi aslında bize neyi ifade etmektedir?..

Hakikatte,

bu sözler Hamiyet-i Milliye ile Hamiyet-i İslamiye’nin, özlü bir ifadesidir!..

Birincisi;

Tarih boyunca Bu milleti dışarıdan bir güçle yenmek,

yıkmak pek mümkün olmamıştır.

İşte bundan dolayı çoğu zaman Ehl-i Küffar,

Müslüman ve

Mü’min kardeşleri birbirine düşürerek

veya aralarına fitne koyarak ancak galip gelebilmişlerdir!..

Müslümanlarda bu acı gerçeği çok yaşadıkları için dışardan gelen tehlikeyi pek önemsemez, cihat ruhuyla;

Mü’minin hali ne güzeldir, Ya gazidir, ya da şehit

diyen Peygamberimizin (ﷺ), müjdesi ile hareket ederek cihadı düğün, bayram bilirler.

İkincisi,

Mesela Kur’ân-ı Kerîm’de Hz. İbrahim (as) için de

Muhakkak ki, İbrahim başlı başına bir ümmet idi,

tevhid inancına sahip olarak Allah’a itaat için kıyam etmişti

ve asla Allah’a ortak koşanlardan olmadı..“-

(Nahl,120)

İlgili ayet’te dair

Elmalılı Hamdi Yazır,

‘Benim anladığım Üstad’ın

“Kimin himmeti milleti ise o tek başına bir millettir”

sözü,

bu âyete bakıyor demektedir!..’

Hz. İbrahim (as) döneminde putperestliğin yaygın olması

Hz. İbrahim’in (as) tek başına tevhid inancını savunması

O’nu tek başına bir ümmet yapmıştı!..

Meselâ bir hadîs-i şerif’te (ﷺ),

Küfür tek bir millettir..” buyurulur..

Onun için dünya üzerinde iki millet vardır..

Bir küfür milleti olan millet-i küfriye ve dalâlet..

İki İslâm milleti olan millet-i İslâmiye yani Ümmet-i Muhammed (ﷺ)!..

Dolayısı ile Üstadımızın;

Kimin himmeti milletiyse o tek başına bir millettir!..

(Hutbe-i Şamiye)

sözü

Yirmi beş milyon Türk cemiyeti namına bir Said değil, bin Said feda olsun.

Kur’anımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa cenneti de istemem.

Orası da bana zindan olur.

Eğer milletimin imanını selamette görürsem,

cehennemin alevleri içerisinde yanmaya razıyım.

Çünkü vücudum yanarken gönlüm gül gülistan olur.

(Tarihçe-i Hayat)

Ve Ben milletimizi yalnız İslâmiyet biliyorum..”

(Divan-ı Harbî Örfî)

İfadesi bize

Kimin himmeti İslam ise o tek başına bir ümmettir.” Hakikatini gösterir!..

Demek ki İslâm, gönüllerde öyle manevi ve nuranî bir kuvvet oluşturuyor ki;

BÜTÜN ÜMMETİ BİR MÜMİN,

BİR MÜMİNİ DE ÜMMET GİBİ GÜÇLÜ VE KUVVETLİ KILIYOR!..

Bu ruh, bu vahdet ve bu nuranî sır ile tarihte çok az olan İslam ordularını kesretli kafir kuvvetlere karşı galip getirmiştir!..

İşte bu minval üzere Hatıralarda Mübarek Üstadımızın Aziz Talebelerinin hatıralarında şu kayıtlar geçer;

Hep ısrarla üzerinde durduğu şey ittihat ve sıkı bir tesanüd ile biri birilerine sıkı sıkıya bağlanmalarını tavsiye ediyordu..

Siyasî cereyanlar, harice bakan hadiseler,

dünyevî maksat ve gayeler, benlik ve infiradi hareketler,

meşveret kararlarına muhalif tutum ve davranışlar hep onun temel endişeleri idi..

Bir gün bu hicranını şöyle dile getirmişti:

Deseler ki, kızıl ordu mekanize birlikleri ile üzerinize geliyor’ hiç umurumda olmaz;

Ayağımı ayağımın üzerine atarım,

‘Zübeyir kahvemi yap’ derim.

Fakat duysam ki, iman hizmetinde iki kardeş biri birine düşmüş,

Odama çekilir hıçkıra hıçkıra ağlarım!..”

Gelecekten duyduğu endişe bu idi.. ”

(Kaynak: Üstadın vedası ve vasiyeti)

İşte bu yine bize

“Zamanın imamını tanımanın ehemmiyetine işaret eden,

Hz. Peygamber ﷺ;

‘Zamanının imamını tanımadan ölen cahiliye üzere ölmüştür.”

(Bursevî, 1410: 6/245) –hadisine binaen,

‘Asrın İmam’ının vazifesindeki ‘RİYASETİ’nin hücceti olan ‘İTİDAL-İ DEMİ’ nini

Yani, nur-u velayet olan, Metanet ve İ’zan hasletinin,

O’nun üzerindeki yüksek faziletini işaret ediyordu!..-

Onlar iyi bilsinler ve titresinler ki, gürültüye pabuç bırakmıyoruz!

Türk gençliği uyumuyor!..

Bu kahraman İslâm Türk milleti başka bir devletin boyunduruğu altına giremez!..

Fedakâr Müslüman gençliği, sahip olduğu tahkikî iman kuvvetiyle, vatanını sattırmaz!..

Dindar, cengâver türk milleti ve imanlı, cesur türk gençliği korkmaz!..” (14-Şua)

Bab-ı Şefkat Nur

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir