DEMEK;  ATÂ HASENATSA,

KAZA HÜKÜM, KADER DE HAKİMDİR!..

“Cenâb-ı Hakkın atâ, kazâ ve kader namında 

üç kanunu vardır. Atâ, kazâ kanununu; kazâ da, kaderi bozar.

Meselâ: Bir şey hakkında verilen karar, kader demektir.

O kararın infazı, kazâ demektir.

O kararın iptaliyle hükmü kazâdan affetmek, atâ demektir.”

 (mesnevi-i Nuriye, 10.risale)

Bu hususta denilir ki:

“Hased öyle bir ruh hastalığıdır ki, ona hiç bir doktor çare bulamaz.

Yeter ki Allah (c.c.)’ın yardımı tahakkuk etsin.”

Müslümanın hayırlı amellerini yok eden çok çirkin bir ahlâktır.

Efendimiz () buyuruyor ki;

“Hased, hasenatı yer tüketir, tıpkı ateşin odunu yiyip tükettiği gibi.

Sadaka da hataları söndürür, tıpkı suyun ateşi söndürmesi gibi.”

( ibnu Mâce)”

“(Sen kötülüğü) en güzel olan (iyilik) ile def‘ et…”

Fussilet,34) Ayet-i Kerimesi’ninin hükmü keremiyle;

Bu hadis bize hasedin fitne yüklü bir ateş,

Sadakanınsa onu söndürecek bir su olduğunu haber veriyor…

Peygamber Efendimiz(), buyuruyor ki; 

“Sadaka belâyı def eder ve ömrü uzatır”

(Heysemî, Mecmaü’z-Zevâid,3/63) 

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

Güzel söz sadakadır.” 

(Buhârî, Edeb 34, Cihâd 128, Müslim, Zekât 56)

“Güzel söz O’na yükselir;

sâlih amel de onu (o güzel sözü Allah’a) yükseltir.”

(fâtır,10)

O halde Efendimiz’den dersimizi alıp öyle hareket edelim;

hased nefse geldiği zaman, hased edilen kişiye,

Hasedin şerrinden kurtulmak için

söylenen ‘maşallah, hayırlı mübarek  olsun…”

nevinden, güzel bir iltifat veya dua yüklü bir söz sadakadır…

Ve hatta güzel ameldir…

Suyun ateşi söndürdüğü gibi fesat  ve fitne ateşini söndürür!..

Tabi muhakkak ki,iltifat edilen kişi “daha iyisi sana olsun” diyerek,

karışıdakine teşekkür ve dua edecektir…

Böylece her iki kalpte mesrur olacaktır!..

Demek; 

hasedin vesilesiyle ortaya çıkacak fitne ve fesada netice verecek

ve kaza olacak hükmün ortaya çıkmasına mani olan,

güzel söz sadaka olmuş,

atâ vasfıyle, fesad ve fitneyi daha ortaya çıkmadan bertaraf ederek,

bir kazayı delmiş,

kazada, hakim olan kaderin hükmünü değiştirmiştir!.

Bu durum bize Muallim-i Ekmel olan Efendimiz()’ın derslerine

ve irşadına ne kadar muhtaç olduğumuzu açıkça göstermektedir…

o halde O()’ nu çok iyi tanımak ve çok sevmek

ve ittiba etmek hususunu Allah’ın ihsanı bilmek…

Ve bu rahmeti, hatta bu yakınlığı çok arzu etmek elzemdir!..

“De ki:

“Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin

ve günahlarınızı bağışlasın.

Çünkü Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”

(âl-î imran,31)

 Yâ İlâhî!

Bütün hasenatlarımızın delili ve imamı olan Efendimiz(),

Bize lütfettiğin en güzel atândandır… Eğer atân olmasaydı helâk olurduk…

Bab-ı Şefkat NUR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir