”Bütün kötülüklerin anası;dünya sevgisidir, Hadis-i Şerifinin yorumuna dairdir;
Bir lokma,bir hırka edebiyatına çizgi…
“Birinci nokta: Ehl-i dalâletin vekili der ki: ‘Ehâdisinizde dünya tel’in edilmiş cîfe ismiyle yad edilmiş. Hem bütün ehl-i velâyet ve ehl-i hakikat dünyayı tahkir ediyorlar, “Fenadır, pistir.” diyorlar. Halbuki, sen bütün kemâlât-ı İlâhiyeye medar ve hüccet, onu gösteriyorsun ve âşıkane ondan bahsediyorsun.'”
“Elcevap: Dünyanın üç yüzü var.
“Birinci yüzü Cenâb-ı Hakkın esmâsına bakar. Onların nukuşunu gösterir. Mânâ-yı harfiyle, onlara aynadarlık eder. Dünyanın şu yüzü, hadsiz mektubat-ı Samedâniyedir. Bu yüzü gayet güzeldir; nefrete değil, aşka lâyıktır.”
İzahı: Dünya ve kainat Allah’ın isim ve sıfatlarının talim edildiği bir mekteptir. Bu yüzü ile dünya ve kainat güzeldir, övülmeye ve sevilmeye layıktır.
“İkinci yüzü âhirete bakar. Âhiretin tarlasıdır, Cennetin mezraasıdır, rahmetin mezheresidir. Şu yüzü dahi, evvelki yüzü gibi güzeldir. Tahkire değil, muhabbete lâyıktır.”
İzahı: Dünya ve kainat ahretin kazanıldığı bir yer bir tarla olmasından dolayı, bu yüzü ile de güzeldir ve sevilmeye layıktır.
“Üçüncü yüzü insanın hevesâtına bakan ve gaflet perdesi olan ve ehl-i dünyanın mel’abe-i hevesâtı olan yüzdür. Şu yüz çirkindir. Çünkü fânidir, zâildir, elemlidir, aldatır. İşte, hadiste varid olan tahkir ve ehl-i hakikatin ettiği nefret, bu yüzdedir”(S.Nursi R.A.).
Rabbimizden niyazımız;
Dünyevi aşklarımızı Zatına (c.c) Kur’an-ı Kerime ve Hz. Peygamber (a.s.m) aşkına inkılap ettirmesidir. Zikir ve infak ile kendi Zat-ı Zülcelaline olan irtibatımızı, rabıtamızın güçlenmesidir. Fabrikamızda ve kainatta egemen olan ism-i zahir, ism-i batın ve ism-i evvel ve ism-i ahirin tecellilerine azami mazhariyettir. Vesselam.
İsmail ŞENTÜRK