Ziyâd en-Numeyrî, Enes b. Mâlik’ten (sav) rivâyet ettiğine göre o şöyle demiştir:
Allâhʼım! Receb ve Şâban’ı bize mübârek eyle! Bizi Ramazan’a kavuştur.
(Taberânî, Evsat, IV, 189; Beyhakî, Şuab, V, 348. Krş. Ahmed, I, 259)
Ebû Hüreyre’den (ra) rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle demiştir:
Ramazandan sonra oruçların en faziletlisi, Allah’ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur. Farz namazlardan sonra en faziletli namaz da gece kılınan namazdır.
(M2755 Müslim, Sıyâm, 202)
Hz. Âişe’den (ra) rivayet edildiğine göre o, şöyle demiştir:
Peygamber, hiçbir ayda Şa’ban’da tuttuğu oruçtan fazla oruç tutmazdı. Şa’ban ayının (neredeyse) tamamını oruçlu geçirirdi.
(B1970 Buhârî, Savm, 52; M2722, M2723 Müslim, Sıyâm, 176, 177)
Diğer bir rivayet de:
“Pek az bir kısmı müstesna olmak üzere Şa’ban ayını oruçlu geçirirdi.”
şeklindedir.
(M2722 Müslim, Sıyâm, 176)
Mucîbe el-Bâhiliyye’den rivayet edildiğine göre:
Mucibe’nin babası veya amcası, (kabilesinin elçisi olarak) Resûlullah’a (sav) gelip, gitti. Bir sene sonra kılık kıyafeti değişmiş olduğu hâlde tekrar Peygamberimizin (sav) yanına geldi ve:
–Yâ Resûlallah, beni tanımadın mı, dedi. Peygamber (sav):
–Sen kimsin, diye sordu.
–Geçen sene Bâhile kabilesinden huzurunuza gelen kişiyim, dedi. Resûlullah (sav):
–Neden bu kadar değiştin, hâlbuki kılık kıyafetin düzgündü, dedi.
–Yâ Resûlallah, senden ayrıldığım günden beri yalnız geceleri yemek yedim (gündüzleri hep oruç tuttum), cevabını verdi. Bunun üzerine Resûlullah (sav):
–Kendi kendine işkence etmişsin. Sabır ayının (Ramazan) tamamında, her aydan da birer gün oruç tut, buyurdu.
–(Yâ Resûlallah), günlerin sayısını arttır. Zira bundan fazla (oruç) tutmaya gücüm yeter, dedi. Resûlullah (sav):
–O hâlde her aydan ikişer gün oruç tut, dedi. Bâhilî:
–Daha da arttır, dedi.
–Her aydan üç gün, dedi.
–Biraz daha, deyince Allah Resûlü üç parmağını birleştirip sonra açarak şöyle dedi:
–Haram aylarda (Receb, Zilkâde, Zilhicce, Muharrem) üç gün oruç tut, üç gün tutma, üç gün oruç tut, üç gün tutma, üç gün oruç tut, üç gün tutma.
(D2428 Ebû Dâvûd, Sıyâm, 54)