Ruh, vücud-u haricî giydirilmiş bir kanundur.
Sözler, Risale-i Nur
Ruh, kat’iyen bâkidir.
Sözler, Risale-i Nur
Âlem-i berzahta, âlem-i ervahta bulunan ve âhirete gitmek için bekleyen hadsiz ervah-ı bâkiye kafileleri ile bizim mabeynimizdeki mesafe o kadar ince ve kısadır ki bürhan ile göstermeye lüzum kalmaz.
Sözler, Risale-i Nur
Ruh zamanla mukayyed değil. Hissiyat-ı insaniye ruh derecesine çıktığı vakit, o hazır zaman genişlenir. Başkalarına nisbeten mazi ve müstakbel olan vakitler, ona nisbeten hazır hükmündedir.
Mektubat, Risale-i Nur
İnsanın kuvve-i ruhiyesi tahdid edilmemiştir. Enaniyet ile o kadar aşağı düşerler ki zerreye müsavi olur. Ubudiyet ile de o kadar yükseğe çıkıyor ki iki cihanın güneşi olur. Hazret-i Muhammed aleyhissalâtü vesselâm gibi.
Mesnevi-î Nuriye, Risale-i Nur
Ceset ruha dayanır, ayakta durur, hayatlanır ve lafız manaya bakar, ona göre nurlanır ve suret hakikate istinad eder, ondan kıymet alır.
Barla Lahikası, Risale-i Nur
Ceset ruha dayanır, ayakta durur, hayatlanır ve lafız manaya bakar, ona göre nurlanır ve suret hakikate istinad eder, ondan kıymet alır.
Barla Lahikası, Risale-i Nur
Mevcud ruh, makul kanunun kardeşidir. İkisi hem daimî hem âlem-i emirden gelmişlerdir. Şayet nevilerdeki kanunlara kudret-i ezeliye bir vücud-u haricî giydirseydi ruh olurdu. Eğer ruh, vücudu çıkarsa şuuru başından indirse yine lâyemut bir kanun olurdu.
Hakikat Çekirdekleri, Risale-i Nur
Ruhun hazır günden seneler evvel ve seneler sonraki bir daire-i azîme, daire-i hayatına ve vücuduna dâhildir.
Şualar, Risale-i Nur