Hz. Âişe şöyle demiştir:
“Resûlullah (sav) kapsamlı olan duaları sever, bunun dışındakileri (dar ve münferit duaları) bırakırdı.”
(D1482 Ebû Dâvûd, Vitr, 23)
Übey b. Kâ’b’dan nakledildiğine göre:
Resûlullah (sav) bir kimseyi anıp ona dua edeceği zaman önce kendisinden başlardı.
(T3385 Tirmizî, Deavât, 10)
Abdullah (b. Mes’ûd) tarafından nakledildiğine göre:
Resûlullah (sav) duayı ve istiğfarı üçer defa yapmaktan hoşlanırdı.
(D1524 Ebû Dâvûd, Vitr, 26)
İbn Ebû Musa’nın, babası aracılığıyla naklettiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şu dua ile yalvarırdı:
“Rabbim! Hatalarımı, bilgisizliğimi, her işimdeki aşırılığımı ve benden daha iyi bildiğin hâllerimi bağışla. Allah’ım! Bilmeden veya kasten, şaka yollu ve ciddi bir hâlde yaptığım hatalarımı da bağışla. Zira bunların hepsi bende var. Allah’ım! Yaptığım, yapacağım, gizlediğim ve açıkça işlediğim günahları bağışla. Öne alan da erteleyen de sensin. Sen her şeye gücü yetensin.”
(B6398 Buhârî, Deavât, 60)
Ebû Ümâme anlatıyor:
“Resûlullah (sav) öyle çok dua ederdi ki bir kısmını ezberleyemezdik. ‘Ey Allah’ın Resûlü (sav), çok dua ediyorsun bir kısmını ezberleyemiyoruz!’ dedik. Bunun üzerine şöyle buyurdu: ‘Size bütün bunları kapsayan bir dua öğreteyim mi? Şöyle dersiniz: Allah’ım! Senden, Peygamberin Muhammed’in (sav) dilediği güzelliklerden biz de isteriz ve Peygamberin Muhammed’in (sav) sana sığındığı kötülüklerden biz de sana sığınırız. Yardım edecek olan sensin. Sonunda sana ulaşacağız. Allah’ın yardımı olmaksızın kudret ve kuvvete ermek mümkün değildir.’”
(T3521 Tirmizî, Deavât, 88)