“Güneş de bir delildir ki kendi yolunda( belli bir menzile doğru) akıp gidiyor.
İşte bu çok güçlü ve her şeyi bilen Allah(ﷻ) ‘ın takdiridir.” (Yasin,38)
“(رَبِّ) Yani,
Her bir cüz’ü bir âlem mesabesinde bulunan şu âlemi bütün eczasıyla terbiye
ve yıldızlar hükmünde olan o cüzlerin zerratını kemâl-i intizamla tahrik eder.
Evet, Cenâb-ı Hak, herşey için bir nokta-i kemal tayin etmiştir
ve o noktayı elde etmek için o şeye bir meyil vermiştir.
Herşey,
o nokta-i kemale doğru hareket etmek üzere,
sanki mânevî bir emir almış gibi
muntazaman o noktaya müteveccihen hareket etmektedir.
Esna-yı harekette onlara yardım eden ve mânilerini def eden,
şüphesiz,
Cenâb-ı Hakkın terbiyesidir.
Evet,
kâinata dikkatle bakıldığı zmana, insanların taife
ve kabileleri gibi, kâinatın zerratı,
münferiden
ve müçtemian Hâlıklarının kanununa imtisalen,
muayyen olan vazifelerine koşmakta oldukları hissedilir!..
(Yalnız bedbaht insanlar müstesna!).” (İşârâtü’l-icâz)
Rububiyet sıfatına haiz olan,
Alemlerin Rabbi;
“Cenâb-ı Hak, herşey için bir nokta-i kemal tayin etmiştir.”
Takdir-ilahisi her şey için geçerlidir!..
Ağaç meyveye doğru,
Hayvanat ve nebatat kendine ve kainata münhasır bir vazifeye doğru,
Dünya mahşere doğru,
Hayat ebede doğru,
İnsan kemâlâta doğru gitmektedir..
Hülasâ;
Her şeyin, kendisi için takdir edilmiş yolculuğu,
kâbe-i kemâlât olan
mükemmellik ve olgunluk noktasına erişinceye kadar!..
Bab-ı Şefkat NUR