Vâbisa b. Ma’bed el-Esedî’den nakledildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:

“…İyilik, gönlünü huzura kavuşturan ve içine sinen şeydir; kötülük ise insanlar sana fetva verseler bile, gönlünü huzursuz eden ve içinde kuşku bırakan şeydir.”

(DM2561 Dârimî, Büyû’, 2)

Ebû Hüreyre’nin naklettiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:

“İçinizden İslâm’ı güzelce yaşayan kimseye, yapacağı her bir iyiliğe karşılık on mislinden yedi yüz katına kadar sevap yazılır; yapacağı her bir kötülüğe ise ancak bir misli yazılır.”

(B42 Buhârî, Îmân, 31)

Hz. Âişe’den nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle derdi:

“Allah’ım! Beni, iyilik yaptıkları zaman sevinç duyan, kötülük yaptıkları zaman da bağışlanma dileyen kullarından eyle.”

(İM3820 İbn Mâce, Edeb, 57; HM26066 İbn Hanbel, V I, 188)

Ebû Saîd (el-Hudrî) diyor ki, “Resûlullah’ı (sav) şöyle derken işittim:

‘İçinizden biri bir kötülük görürse onu eliyle, buna gücü yetmezse diliyle değiştirsin; buna da gücü yetmezse kalbiyle (ona karşı kin ve nefret beslesin). Bu ise imanın asgarî gereğidir.’”

(M177 Müslim, Îmân, 78)

Vâbisa b. Ma’bed el-Esedî’den nakledildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:

“…İyilik, gönlünü huzura kavuşturan ve içine sinen şeydir; kötülük ise insanlar sana fetva verseler bile, gönlünü huzursuz eden ve içinde kuşku bırakan şeydir.”

(DM2561 Dârimî, Büyû’, 2)

Ebû Hüreyre’nin naklettiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:

“İçinizden İslâm’ı güzelce yaşayan kimseye, yapacağı her bir iyiliğe karşılık on mislinden yedi yüz katına kadar sevap yazılır; yapacağı her bir kötülüğe ise ancak bir misli yazılır.”

(B42 Buhârî, Îmân, 31)

Hz. Âişe’den nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle derdi:

“Allah’ım! Beni, iyilik yaptıkları zaman sevinç duyan, kötülük yaptıkları zaman da bağışlanma dileyen kullarından eyle.”

(İM3820 İbn Mâce, Edeb, 57; HM26066 İbn Hanbel, V I, 188)

Ebû Saîd (el-Hudrî) diyor ki, “Resûlullah’ı (sav) şöyle derken işittim:

‘İçinizden biri bir kötülük görürse onu eliyle, buna gücü yetmezse diliyle değiştirsin; buna da gücü yetmezse kalbiyle (ona karşı kin ve nefret beslesin). Bu ise imanın asgarî gereğidir.’”

(M177 Müslim, Îmân, 78)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir