İnsanda en tehlikeli damar, enaniyettir ve en zayıf damarı da odur. Onu okşamakla, çok fena şeyleri yaptırabilirler.

Mektubat, Risale-i Nur

Sâni’-i Hakîm, insanın eline emanet olarak rububiyetinin sıfât ve şuunatının hakikatlerini gösterecek, tanıttıracak, işarat ve numuneleri câmi’ bir ene vermiştir. Tâ ki o ene, bir vâhid-i kıyasî olup evsaf-ı rububiyet ve şuunat-ı uluhiyet bilinsin.

Sözler, Risale-i Nur

Ene, zaman-ı Âdem’den şimdiye kadar âlem-i insaniyetin etrafına dal budak salan nurani bir şecere-i tûba ile müthiş bir şecere-i zakkumun çekirdeğidir.

Sözler, Risale-i Nur

Ene, künuz-u mahfiye olan esma-i İlahiyenin anahtarı olduğu gibi kâinatın tılsım-ı muğlakının dahi anahtarı olarak bir muamma-yı müşkül-küşadır, bir tılsım-ı hayret-fezadır.

Sözler, Risale-i Nur

Nasıl ki yıldız böceği kendi ışıkçığına itimat eder, gecenin hadsiz zulümatında kalır. Bal arısı, kendine güvenmediği için gündüzün güneşini bulur. Bütün dostları olan çiçekleri, güneşin ziyasıyla yaldızlanmış müşahede eder. Öyle de kendine, vücuduna ve enaniyetine dayansan yıldız böceği gibi olursun. Eğer sen, fâni vücudunu, o vücudu sana veren Hâlık’ın yolunda feda etsen bal arısı gibi olursun. Hadsiz bir nur-u vücud bulursun. Hem feda et. Çünkü şu vücud, sende vedia ve emanettir.

Sözler, Risale-i Nur

Şu asırda ehl-i dalalet eneye binmiş, dalalet vâdilerinde koşuyor. Ehl-i hak, bilmecburiye eneyi terk etmekle hakka hizmet edebilir.

Mektubat, Risale-i Nur

Gaflet suyu ile tenebbüt eden benlik, Hâlık’ın sıfatlarını fehmetmek için bir vâhid-i kıyastır. Çünkü insanlar görmedikleri şeyleri kıyas ve temsiller ile bilirler.

Mesnevi-î Nuriye, Risale-i Nur

Ene, Cenab-ı Hakk’ın sıfâtını, şuunatını bilmek için bir santral ve bir vâhid-i kıyasîdir.

Mesnevi-î Nuriye, Risale-i Nur

“Ene”nin mahiyeti mevhumedir, rububiyeti hayalîdir. Vücudu bir şeye hâmil olamaz. Ancak mizanü’l-hararet gibi Vâcibü’l-vücud’un rububiyetine ait sıfât-ı mutlaka-i muhitayı bilmek için bir mizan vazifesini görüyor.

Mesnevi-î Nuriye, Risale-i Nur

Enaniyetin vücudu ise haksız temellük ve âyinedarlığını bilmemek ve mevhumu muhakkak bilmekten ileri geldiğinden, vücud rengini ve suretini almış bir ademdir.

Şualar, Risale-i Nur

Bu zamanda enaniyet çok ileri gitmiş. Herkes, kameti miktarında bir buz parçası olan enaniyetini eritmeyip bozmuyor; kendini mazur biliyor, ondan nizâ çıkıyor. Ehl-i hak zarar eder, ehl-i dalalet istifade ediyor.

Kastamonu Lahikası, Risale-i Nur

Gaye-i hayal olmazsa veyahut nisyan veya tenasi edilse, ezhan enelere dönüp etrafında gezerler.

Hakikat Çekirdekleri, Risale-i Nur

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir