Hayat veren yalnız odur. Öyle ise her şeyin Hâlık’ı dahi yalnız odur. Çünkü kâinatın ruhu, nuru, mâyesi, esası, neticesi, hülâsası hayattır. Hayatı veren kim ise bütün kâinatın Hâlık’ı da odur. Hayatı veren elbette odur, Hayy u Kayyum’dur.

Mektubat, Risale-i Nur

Mevcudat içinde en latîf, en güzel, en câmi’ âyine-i samediyet de hayattır.

Lemalar, Risale-i Nur

Hayat mevcudatın keşşafıdır, belki neticesidir, zübdesidir.

Sözler, Risale-i Nur

Hayat, Zat-ı Zülcelal’in en parlak bir bürhan-ı vahdeti ve en büyük bir maden-i nimeti ve en latîf bir tecelli-i merhameti ve en hafî ve bilinmez bir nakş-ı nezih-i sanatıdır.

Sözler, Risale-i Nur

Hayat bir çeşit tecelli-i vahdettir.

Sözler, Risale-i Nur

En parlak bir mu’cize-i sanat-ı Samedaniye ve bir hârika-i hikmet-i Rabbaniye olan hayatı kim vermiş, yapmış ise rızıkla o hayatı besleyen ve idame eden de odur. Ondan başka olmaz.

Sözler, Risale-i Nur

Hayat, bu kâinattan süzülmüş bir hülâsadır.

Lemalar, Risale-i Nur

Maddî ve manevî hayat-ı Muhammediye (asm) dahi hayat ve ruh-u kâinattan süzülmüş hülâsatü’l-hülâsadır. Ve risalet-i Muhammediye (asm) dahi kâinatın his ve şuur ve aklından süzülmüş en safi hülâsasıdır, belki maddî ve manevî hayat-ı Muhammediye (asm) âsârının şehadetiyle hayat-ı kâinatın hayatıdır. Ve risalet-i Muhammediye (asm) şuur-u kâinatın şuurudur ve nurudur. Ve vahy-i Kur’an dahi hayattar hakaikinin şehadetiyle hayat-ı kâinatın ruhudur ve şuur-u kâinatın aklıdır.

Lemalar, Risale-i Nur

Hayat, bütün kâinattan süzülmüş en safi bir hülâsası olduğu gibi, kâinattaki en mühim bir maksad-ı İlahî ve hilkat-i âlemin en mühim neticesi olan şükür ve ibadet ve hamd ve muhabbeti netice veren bir sırr-ı a’zamdır.

Lemalar, Risale-i Nur

Hayat bir nur-u vahdettir. Şu kesrette eder tevhid tecelli. Evet, bir cilve-i vahdet eder kesretleri tevhid ve yekta. Hayat bir şeyi her şeye eder mâlik. Hayatsız şey, ona nisbet ademdir cümle eşya.

Lemeât, Risale-i Nur

Bu hayat, madem kâinatın en büyük neticesi ve en azametli gayesi ve en kıymettar meyvesidir; elbette bu hayatın dahi kâinat kadar büyük bir gayesi, azametli bir neticesi bulunmak gerektir.

Lemalar, Risale-i Nur

Bu hayatın gayesi ve neticesi hayat-ı ebediye olduğu gibi bir meyvesi de hayatı veren Zat-ı Hay ve Muhyî’ye karşı şükür ve ibadet ve hamd ve muhabbettir ki bu şükür ve muhabbet ve hamd ve ibadet ise hayatın meyvesi olduğu gibi kâinatın gayesidir.

Lemalar, Risale-i Nur

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir