” Nerede olursanız olun ‘ölüm’ size ulaşır; sarp ve sağlam kalelerde olsanız bile! Kendilerine bir iyilik dokunsa bu Allah’tan derler; başlarına bir kötülük gelince de “Bu sendendir derler hepsi Allahtandır de. Bu adamlara ne oluyor ki bir türlü laf anlamıyorlar” (Nisa-78).
Depremle ilgili seyrettiğimiz her bir kare bize biraz daha acı, biraz daha dehşet, biraz daha ürperti ve ibret vermektedir, Bazı anlar oldu ki seyretmeye bile dayanamadık, Küçük çocuklarımızı ekranlardan uzaklaştırdık, Hayat tatsızlaştı birden bire, Keyfimiz kaçtı ister istemez, Ya depremi yaşamak,,, Aman Allah ‘ım ne korkunç bir afet, Ne can alıcı bir imtihan,
İnsanların çaresizlikleri ve tedirginlikleri her halinden belliydi, Elbette kolay değildi, Evinin başına yıkılması, sevdiklerinin bir bir enkaz altında kalması ve bu enkazın büyük bir kısmına mezar olması,,, Tıpkı ayette geçen benzetmelerle “Hele korku gelip çattı mı, üzerine ‘ölüm’ baygınlığı çökmüş gibi gözleri dönerek sana baktıklarını görürsün,” (Ahzab 19) Ölüm hissi, ölüm korkusu insanların gözlerinden okunuyordu, Gözlerdeki ışıltı yerini ölüm baygınlığına bırakmıştı,,,
Deprem bizlere, bir kez daha hayatımızın muhasebesini yapmamız gerektiğini hatırlattı, Hayatının hata – sevap muhasebesini yapan insanlar elbette ki hayırda isabet edeceklerdir. Korkunç olan yön, hayatının muhasebesini yapmadan yani zarara uğrayarak gidenlerdir.
Depremler bir bakıma kıyameti hatırlatır geride kalanlara,,, İbret-i alem bir manzara arz eder. Enkaz halindeki evler, yıkılan umutlar, hayaller, dünyalar, yuvalar, sönen ocaklar,,, Geride kalanların matem dolu bakışları, gözyaşları, yakınlarını kaybetmenin verdiği acı…
“Uyku ölümün küçük kardeşidir” der Bediüzzaman, Ölüm ve uyku kardeştirler, Aynı menbadan beslenirler, Ayetin de işaretiyle;
“Allah, ölümleri anında ruhları bedenlerden çekip alır. Henüz ölüm vakti gelmemiş olanların ruhlarını ise uyudukları sırada alır; sonra ölümüne hükmettiği kimselerin ruhlarını berzah âleminde tutar; diğerlerini de belirlenmiş bir süreye kadar yaşamaları için serbest bırakır.”(Zümer 42)
Bu ayetle ölüm – uyku münasebeti daha da iyi anlaşılmaktadır, Depremlerle insanlar, bir gece yarısı uykularında öldüler, Kimisi uyanır uyanmaz, kimisi de daha uyanmadan öldü, Küçük kardeş büyük kardeşe tedbil etti aslında.
DAVA