“Kur’ânın i’cazı tahrifine bir seddir.
Evet, mâdem Kur’ân mu’cizedir, beşer O’nun taklidini yapamaz.
Âyetleri başka kelâmlar ile tebdil edilmekle tahrif ve tağyiri mümkün değildir.”
Çünkü,
müfessir,
müellif,
mütercim,
muharref üslûplarını,
kisvelerini âyatın kisvesiyle iltibas ettiremezler.
Âyetlerde i’caz damgası vardır.
O damganın altında olmayan kelâmlar âyet addedilemez.
Öyle ise i’caz, tahrif ve tağyiri kabul etmez!..”
(mesnevi-i nuriye)
“O’(ﷻ)nun (kevnî) san’atı nasıl beşer san’atına benzemiyor, kelâmı da benzememeli!..” (26.Mektup)
“Bu – kainatı canlı veya cansız bütün- eserleri
elementlerden dokunuyorlar,
ama biz aynı elementleri kullanarak
bunların mislini yapamıyoruz.
İlahi kelâmlar da kelimelerle kendini gösteriyor,
fakat insanlar
aynı kelimeleri kullanarak onların nazirini getiremiyorlar.
Yani, Allah’ın Kudret sıfatının tecellileri taklit edilemediği gibi, Kelâm sıfatından gelen vahiylere de nazire -benzeri- getirilemez!..”
“Eğer şeytandan gelen kötü bir düşünce seni dürtecek olursa,
hemen Allah’a sığın.
Çünkü O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.” (Fussilet, 41/36)
“İşte ey şeytan!
Senin rağmına ehl-i hak ve insaf,
bu suretteki hakikatlı muhakeme ile muhakeme ederler.
…Tâ küfrün zulümatından kurtulup, îmanın envarına erişsin!..’’(26.mektup)
Bab-ı Şefkat NUR