Umum kâinattaki umum kemalât, bir Zat-ı Zülcelal’in kemalinin âyâtıdır ve cemalinin işaratıdır. Belki hakiki kemaline nisbeten bütün kâinattaki hüsün ve kemal ve cemal, zayıf bir gölgedir.

Sözler, Risale-i Nur

Sâni’-i Zülcelal ve Fâtır-ı Zülcemal ve Hâlık-ı Zülkemal’in bütün kemalâtı hakikiyedir, zatiyedir; gayr ve mâsiva, ona tesir etmez.

Sözler, Risale-i Nur

Cenab-ı Hakk’ın bütün kemalâtı ve esma-i hüsnasının bütün meratibleri ve bütün faziletleri, hakiki kemalât olduklarından bizzat sevilirler. “Mahbubetü’n-Lizatihâ”dırlar.

Sözler, Risale-i Nur

Nihayetsiz kemalât-ı muhabbet, vâhidiyet ve ehadiyet dairesinde Zat-ı Zülcelal’in kendi esma ve mahlukatıyla hasıl olur. Demek, o daire haricinde tevehhüm olunan kemalât, kemalât değildir.

Sözler, Risale-i Nur

Ey mü’min! Sendeki nihayetsiz muhabbet kabiliyetini, çirkin ve noksan ve şerûr ve sana muzır olan nefs-i emmarene verme. Onu mahbub ve onun hevasını kendine mabud ittihaz etme.

Sözler, Risale-i Nur

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir