ORUÇLA HİSSEDİLEN, İNSANİYETTEKİ HEMCİNSİNE ŞEFKAT,
ŞÜKR-Ü HAKİKÎNİN BİR ESASIDIR!..
“Oruç, hayat-ı içtimaiye-i insaniyeye baktığı cihetle
çok hikmetlerinden bir hikmeti şudur ki:
İnsanlar maişet cihetinde muhtelif bir surette halk edilmişler.
Cenâb-ı Hak, o ihtilâfa binaen,
zenginleri fukaraların muavenetine davet ediyor.
Halbuki, zenginler fukaranın acınacak acı hallerini ve açlıklarını,
oruçtaki açlıkla tam hissedebilirler.
Eğer oruç olmazsa, nefisperest çok zenginler bulunabilir ki,
açlık ve fakirlik ne kadar elîm
ve onlar şefkate ne kadar muhtaç olduğunu idrak edemez.
Bu cihette insaniyetteki hemcinsine şefkat ise,
şükr-ü hakikînin bir esasıdır!..
Hangi fert olursa olsun, kendinden bir cihette daha fakiri bulabilir;
ona karşı şefkate mükelleftir.
Eğer nefsine açlık çektirmek mecburiyeti olmazsa,
şefkat vasıtasıyla muavenete mükellef olduğu ihsanı ve yardımı yapamaz,
yapsa da tam olamaz.
Çünkü, hakikî o hâleti kendi nefsinde hissetmiyor!..” (29.mektup)
Bab-ı Şefkat NUR