Genel Cerrahi Uzmanı Ekici, obeziteyle yaşamanın ameliyattan çok daha fazla risk taşıdığını söyledi.

Mide küçültme ameliyatı hakkında birçok doğru bilinen yanlışın olduğunu söyleyen Medicana Bahçelievler Hastanesi Doç. Dr. Uğur Ekici, obezitenin uzun bir süreç içerisinde yavaş gelişen bir hastalık olduğunu belirterek, “Obez bireyler ve etrafındaki insanlar bu duruma alıştıkları için bunu tolere edip bir şekilde bu durumlarına uygun bir yaşam biçimi belirliyor. Ama bu sinsi hastalık hipertansiyon gibi içeriden bir takım yan rahatsızlıklara sebebiyet vermeye başlıyor” dedi.

“OBEZİTE SİNSİ BİR HASTALIK”
Ekici sözlerine şu şekilde devam etti:
“Genellikle kabul edilmese bile obezite bir hastalıktır. Dolayısıyla konfor alanından çıkıp yaşam biçiminde gerçekleşebilecek ameliyatla zayıflama gibi değişiklikler insanlara korkutucu olarak gelebiliyor. Bu operasyon diğerlerinden daha riskli bir ameliyat değil. Anestezinin getirmiş olduğu her operasyonda değişmeyen bir takım riskler var. Uçakların düştüğü haberleri her uçağın düşeceği anlamına gelmediği gibi, bu ameliyatı olan herkesin talihsiz bir olay yaşayacağı anlamına gelmez.”

Doç. Dr. Uğur Ekici, “Bu operasyonlar kozmetik ve estetik amaçla yapılmamaktadır.

Mide küçültme ameliyatının gerçekleştirilme amacı hastalık nedeniyle oluşan tedavi gereksinimidir. Hasta kriterlere uymazsa biz o hastayı ameliyat edemeyiz” ifadelerine yer verdi.

VÜCUT KİTLE ENDEKSİ ÖNEMLİ MİDİR?
Doç. Dr. Uğur Ekici, “Bize başvuran hastaların ameliyat olabilmesi için vücut kitle endeksi 35’in üzerinde olması, bunun yanı sıra yandaş bir takım hastalıkları olması gerekmektedir. Diyabet, hiper tansiyon, uyku apnesi sendromu, kolesterol, diz ağrıları olup vücut kitle endeksi de 35’in üzerinde olanlar için bu ameliyat gerçekleştirilebilir. 35 ile 40 arasında olanların mutlaka yaşam kalitesini etkileyen bir problemi olmalıdır. Vücut Kitle Endeksi 40’ın üzerinde olan hastalarımızda ise yandaş bir hastalık gerektirmeden bu operasyon yapılabilmektedir.
Bazı durumlarda hasta kriterleri biraz esneyebilir. Örneğin yandaş hastalıklar var ise vücut kitle endeksi kriteri 30’lara kadar da inebilmektedir” şeklinde konuştu.

“İŞTAHA NEDEN OLAN HORMON ALINDIĞI İÇİN AÇLIK HİSSİ AZALIYOR”
Ameliyattan sonra hastaların eskisi kadar yemek yemediğini kaydeden Doç. Dr. Ekici, “Hastalar ameliyat sonrasında, ameliyat öncesi yedikleri gibi yemiyorlar. Mide küçüldüğü ve iştah kesildiği için eskisi gibi yemeyi zaten istemiyorlar. Çünkü ameliyat sırasında midenin çıkarılan kısmında iştahı artıran, yemeye sevk eden ghrelin adındaki bir madde de çıkarılmış oluyor. Madde diyorum çünkü ghrelin tam olarak hormon vasfında değil. Bu nedenle hastaların ameliyat öncesine göre iştahları azalıyor. Ayrıca biz hastalardan yeme içme alışkanlıklarını değiştirmesini istiyoruz. Özellikle hacim olarak küçük fakat ihtiva etmiş olduğu kalori olarak yüksek kalorili besinleri hastalar özellikle çok fazla tüketiyorlar. Biz ameliyattan sonra bunları, gazlı içecekleri ve sıvı ile katı içerikleri bir arada tüketmelerini istemiyoruz. Çünkü bu durum yeniden kilo almalarına sebebiyet veriyor. Hasta midesi küçük olduğu için bir tabak yemeği yiyemiyor ama iki çikolatayı rahatlıkla yiyebiliyor. Bunların ihtiva ettiği kalori de fazla olduğu için mide dolmuyor fakat kaloriyle birlikte kilo alma yeniden gerçekleşebiliyor. Ayrıca ameliyat sonrası ilk 1 aylık dönemde hastaları kademeli olarak katı gıdalara geçiren bir diyet uyguluyoruz. Bu süreçten sonra sık ve az, porsiyon olarak küçültülmüş besinler alıyorlar” dedi

.
MİDE KÜÇÜLTME AMELİYATI HANGİ YAŞ ARALIĞINDA YAPILIR?
Doç. Dr. Uğur Ekici, “Normalde mide küçültme operasyonu 18-60 yaş arasındaki hastalara uygulanıyor. 18 yaşın altında ya da 60 yaşın üstündeki kişilerde ise çok özel durumlar dışında bu ameliyat yapılmaz. Özellikle çocuklarda, çocuk psikiyatrisi, çocuk endokrinolojisi uzmanı gibi yandaş branşların şiddetle önerisi üzerine yapılabilir. Çocuğun diğer medikal yollarla kilo vermeyeceği kanaati oluşmuşsa ve endokrinoloji uzmanı bu ameliyatı zorunlu; çocuk psikiyatristi de çocuğun bu ameliyatı kaldırabilecek yapıda olduğunu belirttikten sonra operasyonu gerçekleştirebiliriz. 60 yaşın üzerinde ise yine endokrin uzmanının, yaşı ileride olmasına rağmen artık ciddi problemler gösterdiğini düşündüğü hastaları bize yönlendirmesi durumunda ameliyatı tercih ediyoruz” şeklinde konuştu.

“SARKMALARDAN KORUNMAK İÇİN SPOR YAPIN”
Doç. Dr. Uğur Ekici, “Eğer hasta çok kilolu ise operasyon sonrasında vermesi gereken çok kilo varsa bu hastalarımıza şiddetle sporu öneriyoruz. Özellikle 40 yaşın üzerindeyse ve kilo verme süreci içerisinde yeterince spor yapmadıysa, hastanın kilosuyla bağlantılı olarak sarkmalar oluşabiliyor. Sporla bu sarkmaları minimuma indirmek mümkün” ifadelerine yer verdi.

Kaynak: DHA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir