Allah’ın hesabına kâinata bakan adam her ne müşahede ederse ilimdir. Eğer gafletle esbab hesabına bakarsa ilim zannettiği şey de cehil olur.

Mesnevi-î Nuriye, Risale-i Nur

Bizim düşmanımız cehalet, zaruret, ihtilaftır. Bu üç düşmana karşı; san’at, marifet, ittifak silâhıyla cihad edeceğiz.

Divan-ı Harb-i Örfî, Risale-i Nur

Biz Kur’an şakirdleri olan Müslümanlar, bürhana tâbi oluyoruz. Akıl ve fikir ve kalbimizle hakaik-i imaniyeye giriyoruz. Başka dinlerin bazı efradları gibi ruhbanları taklid için bürhanı bırakmıyoruz. Onun için akıl ve ilim ve fen hükmettiği istikbalde, elbette bürhan-ı aklîye istinad eden ve bütün hükümlerini akla tesbit ettiren Kur’an hükmedecek.

Hutbe-i Şâmiye, Risale-i Nur

Biz ehl-i haliz, namzed-i istikbaliz. Tasvir ve tezyin-i müddea, zihnimizi işba’ etmiyor. Bürhan isteriz.

Muhakemat, Risale-i Nur

İnsan, bu âleme ilim ve dua vasıtasıyla tekemmül etmek için gelmiştir. Mahiyet ve istidat itibarıyla her şey ilme bağlıdır. Ve bütün ulûm-u hakikiyenin esası ve madeni ve nuru ve ruhu, marifetullahtır ve onun üssü’l-esası da iman-ı billahtır.

Sözler, Risale-i Nur

Ey insan! Şu kâinattan maksad-ı a’lâ, tezahür-ü rububiyete karşı ubudiyet-i külliye-i insaniyedir ve insanın gaye-i aksası, o ubudiyete ulûm ve kemalât ile yetişmektir.

Sözler, Risale-i Nur

İlim azizdir, zelil etmek istemem. Hem de size göstermek isterim ki: Bir kısım ehl-i ilim vardır ki; dünyaya tenezzül etmez ve san’at-ı ilmi, medar-ı maişet etmez.

Münazarât, Risale-i Nur

Nur-u fikir, ziya-yı kalp ile ışıklanıp mezcolmazsa zulmettir, zulüm fışkırır.

Hutbe-i Şâmiye, Risale-i Nur

İnsanın vazife-i fıtriyesi; taallümle tekemmüldür, dua ile ubudiyettir.

Sözler, Risale-i Nur

İlim ile cehil arasındaki hicab ne kadar latîf ve ne kadar kalındır.

Mesnevi-î Nuriye, Risale-i Nur

İlim, malûma tabidir.

Sözler, Risale-i Nur

Her şey, malûmatımıza münhasır değildir. Adem-i ilmimiz, onun ademine delâlet etmez.

Sözler, Risale-i Nur

İslâmiyet’in menşei ilim, esası akıl olduğuna işaret eder. Binaenaleyh İslâmiyet’in hakikati kabul ve safsatalı evhamı reddetmek, şanındandır.

İşârat-ül İ’caz, Risale-i Nur

Hazmolmayan ilim telkin edilmemeli. Hakiki mürşid-i âlim koyun olur, kuş olmaz. Hasbî verir ilmini. Koyun verir kuzusuna hazmolmuş musaffâ sütünü. Kuş veriyor ferhine lüab-âlûd kayyını.

Lemeât, Risale-i Nur

Dalalet ve fenalıklar cehaletten gelse def’etmesi kolaydır. Fakat fenden, ilimden gelen dalaletin izalesi çok müşküldür.

Emirdağ Lâhikası, Risale-i Nur

Âlim-i mürşid koyun olmalı, kuş olmamalı. Şu kuzusuna süt, bu yavrusuna kay verir.

Hakikat Çekirdekleri, Risale-i Nur

Birşeyin vücudunu bilmek, o şeyin keyfiyet ve mahiyetini bilmekten ayrıdır.

Muhakemat, Risale-i Nur

Kelâmın ulviyetine, kuvvetine, hüsnüne, cemaline kuvvet veren; mütekellim, muhatap, maksat, makam olmak üzere dört şeydir. Ediblerin zannettikleri gibi yalnız makam değildir.

Mesnevi-î Nuriye, Risale-i Nur

Öyle zaman olur ki bir kelime bir orduyu batırır, bir gülle otuz milyonun mahvına sebep olur.

Hakikat Çekirdekleri, Risale-i Nur

Nur-u fikir, ziya-yı kalp ile ışıklanıp mezcolmazsa zulmettir, zulüm fışkırır. Gözün muzlim nehar-ı ebyazı, muzii leyle-i süveyda ile mezcolmazsa basarsız olduğu gibi fikret-i beyzada süveyda-i kalp bulunmazsa basîretsizdir.

Hakikat Çekirdekleri, Risale-i Nur

İlimde iz’an-ı kalp olmazsa cehildir. İltizam başka, itikad başkadır.

Hakikat Çekirdekleri, Risale-i Nur

Bazen olur ki iki adamın söyledikleri bir söz, bir kelâm mütefavit olur. Birisinin cehline, sathîliğine; ötekisinin ilmine, maharetine delâlet eder.

İşârat-ül İ’caz, Risale-i Nur

Mecaz, ilmin elinden cehlin eline düşse hakikate inkılab eder; hurafata kapı açar.

Muhakemat, Risale-i Nur

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir