Hz. Osman “Ne bu şiddet bu celal, yolun yanlış Ya Ömer!” demedi Hz. Ömer’e.
Hz. Ömer “Senin bu yaptığına miskinlik derler ey Osman, senin bu yufka yürekliliğinle hallaç pamuğu gibi dağıtırlar bizi!” demedi Hz. Osman’a.
Biri kaya gibi sert, diğeri ipek gibi yumuşak idi, ama ikisi de Hak üzereydi, ikisi de lazımdı.
Biri diğerine “Bize senin gibisi gerekmez!” demedi.
Bugün bizdeki Ömerler Osmanları zelilce pısırıklık, Osmanlar da Ömerleri ahmakça gaddarlıkla suçluyor.
Varsın siz; a’raftaki kitleye Hz. Osman’ın cana yakınlığıyla yaklaşın kardeşler. Tebliğ edin, tamam. Ama izin verin; biz de zalim ve küffarın leş cüsselerini Hz. Ömer’in çelik gürzüyle paramparça edelim!
Bize Hz. Ömer hışmı da, Hz. Osman sevecenliği de lazım.
Biz buradan, siz oradan tahkim edelim cepheleri. Çift koldan.
Ama bırakın artık, usülleri dövüştürmeyi.
Hz. Osman’ınki de Hz. Ömer’inki de Sirac-ı Râh-ı Hidayet olan Efendimizin makbulüydü.
Unutmadan; o mülayim Hz. Osman’ı Hayber günü görseydik küffara karşı heybetinden yüreğimiz hoplardı,
Haşmetiyle dişleri zangır zangır titreten Hz. Ömer’i yaşlı ve aç bir teyze karşısında görseydik,
Sakalları ıslanana kadar sarsıla sarsıla ağlayan koca halifenin yumuşaklığı içimizi eritirdi..
Ne Osman olmak zavallı bir pısırıklık, ne de Ömer olmak sadist bir gaddarlıktı çünkü..
Hâşa. Radıyallahuanhüm.
Hazandide