Ali b. Ebû Tâlib’den nakledildiğine göre:
Resûlullah (sav) namazda rükûa eğildiği zaman şöyle derdi: “Allah’ım, yalnız senin önünde eğildim, yalnız sana inandım, yalnız sana teslim oldum. Kulağım, gözüm, iliklerim, kemiklerim ve sinirlerim yalnız sana karşı huşû hâlindedir.”
(T3421 Tirmizî, Deavât, 32; D760 Ebû Dâvûd, Salât, 118-119)
Ebû Hüreyre’den nakledildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:
“Allah sizin suretlerinize ve mallarınıza bakmaz, ancak kalplerinize ve amellerinize bakar.”
(M6543 Müslim, Birr, 34)
Abdullah b. Kinâne’nin oğlu Hişâm b. İshâk’ın naklettiğine göre, babası şöyle demiştir:
“Medine valisi Velîd b. Ukbe beni, Resûlullah’ın (sav) yağmur duası hakkında bilgi edinmem için İbn Abbâs’a göndermişti. Ona gittim, bana şunları anlattı: Resûlullah (sav) gösterişsiz kıyafetler içinde, mütevazı ve yalvarır bir tavırla yağmur duasına çıktı. Namaz kılınan geniş alana geldi. Sizin yaptığınız bu hutbe gibi hutbe irad etmedi. Ancak aralık vermeksizin dua, yakarış ve tekbire devam etti. Sonra bayramda kıldırdığı gibi iki rekât namaz kıldırdı.”
(T558 Tirmizî, Cum’a, 43; N1507 Nesâî, İstiskâ, 3)
Ali b. Ebû Tâlib’den nakledildiğine göre:
Resûlullah (sav) namazda rükûa eğildiği zaman şöyle derdi: “Allah’ım, yalnız senin önünde eğildim, yalnız sana inandım, yalnız sana teslim oldum. Kulağım, gözüm, iliklerim, kemiklerim ve sinirlerim yalnız sana karşı huşû hâlindedir.”
(T3421 Tirmizî, Deavât, 32; D760 Ebû Dâvûd, Salât, 118-119)
Fadl b. Abbâs’tan nakledildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:
“Namazlar ikişer ikişer kılınır. Her iki rekâtta teşehhüd (tahiyyât) okursun, huşû içinde davranırsın, yakarırsın, boyun bükersin…”
(T385 Tirmizî, Salât, 166; HM1799 İbn Hanbel, I, 211)
Zeyd b. Erkam şöyle demiştir:
“Ben size Allah Resûlü’nün (sav) söylediğinden başka bir şey anlatmıyorum! O şöyle derdi: ‘…Allah’ım, fayda vermeyen ilimden, huşû duymayan kalpten, doymayan nefisten ve kabul
olunmayan duadan sana sığınırım.’”
(M6906 Müslim, Zikir, 73; N5540 Nesâî, İstiâze, 65)