Selef-i sâlihînden İbn-i Abbas (r.a)

Ben cinleri ve insanları ancak Bana ibadet etsinler diye yarattım

(zariyat-56)

mealindeki Kur’ân âyetini tefsir ederken,

 ‘li ya’budûn,’ yani ‘bana ibadet etsinler diye’ lâfzının ‘li ya’rifûn’ mânâsını

 içerdiğini hep ifade etmişlerdir

 Yani, ibadet, marifet içindir.

O halde SAMED sıfatına malik olan  

MAKASID-I İLAHİ’nin -ilahi gayenin- ibadetten kastı,

MEİŞET-İ İLAHİSİ’- ilahi dilek ve takdiri-nin bilinmesiydi.

O halde Minhâcü’s-Sünnet olan mesleğimizin

vahdet-i esma olduğu şu kuts-i hadis’le hüccetlidir…

Ben gizli bir hazine idim; bilinmek istedim, mahlukatı yarattım.”

 (Acluni, Keşfü’l-Hafa, II/132)

Attâr’ın ifadesiyle, “Hak hazine, bütün kâinat tılsımdır” (Câmî, s. 600).

Bütün tecellilerde ve bunların güzelliğinde bir büyü, bir çekicilik vardır.

Tılsımlı olan bu tecelliler

Hakk’ın Zât’ını örtmekte ve onun bilinmesine engel olmaktadır.

Nitekim yeri bilinmesin diye toprağa gömülen hazineye de tılsım yapılır.

Kudsiyet ve mukaddesiyet sahibi, Alemlerin Rabbi olan Allah SETTAR’ dır…

Kendini varlığın arkasında gizlemiştir…

Ancak Şeriat ve hakikat anahtarıyle bilinmek ister!..

“Çünkü, meyvenin mucidi, ağacının mucidinden başkası olamaz.

Öyle ise, her bir eser, bütün âsârı Müessirine verdiği gibi,

Her bir fiil dahi, bütün ef’âli Fâiline isnad eder. (26.söz)

Çiçeğe nazar ettiği zaman,

oradaki harika ve intizamlı işlere dikkat kesilip,

onun içinde ilim, irade ve kudreti, intizam ve ihtişamı,

bir ismin arkasında bütün isimlerle okutur!..

o halde;

 “…Muhyî kimin ismi ise,

kâinatta nurlu ve muhît olan Hakîm ismi de O()nundur

ve bütün mahlûkatı şefkatle terbiye eden 

Rahîm ismi de O() nundur ve bütün zîhayatları keremiyle iaşe eden

Rezzâk ismi dahi O()nun ismidir, ünvanıdır, ve hâkezâ…”

(26.söz)

“Demek, Sünnet-i Seniyyeye tatbik-i amel etmekle,

bu fâni ömür, bâki meyveler verecek

bir hayat-ı ebediyeye medar olacak olan faideler elde edilir.”

“Siz de Allah’a ve Resulüne iman edin ki,

o ümmî peygamber de Allah’a ve Onun sözlerine iman etmiştir.

Ve O’na uyun-tâ ki doğru yolu bulmuş olasınız!..”

A’râf Sûresi, 7:158.

“fermanını dinle. Şeriat ve Sünnet-i Seniyyenin ahkâmları içinde 

cilveleri intişar eden Esmâ-i Hüsnâ’nın

her bir isminin – her bir azanın şükr-ü örfi derecesi ile hamd ve kemalatın da – 

feyz-i tecellisine bir mazhar-ı câmi’ olmaya çalış!..

Bab-ı Şefkat NUR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir