Ey nefis! Az bir ömürde hadsiz bir amel-i uhrevî istersen ve her bir dakika-i ömrünü bir ömür kadar faydalı görmek istersen ve âdetini ibadete ve gafletini huzura kalbetmeyi seversen sünnet-i seniyeye ittiba et.
Sözler, Risale-i Nur
Allah’a (Celle Celalühü) imanınız varsa elbette Allah’ı seveceksiniz. Madem Allah’ı seversiniz, Allah’ın sevdiği tarzı yapacaksınız. Ve o sevdiği tarz ise Allah’ın sevdiği zata benzemelisiniz. Ona benzemek ise ona ittiba etmektir. Ne vakit ona ittiba etseniz Allah da sizi sevecek. Zaten siz Allah’ı seversiniz tâ ki Allah da sizi sevsin.
Lemalar, Risale-i Nur
Sünnet-i seniye, saadet-i dâreynin temel taşıdır ve kemalâtın madeni ve menbaıdır.
Lemalar, Risale-i Nur
Evet, Cenab-ı Hakk’a iman eden, elbette ona itaat edecek. Ve itaat yolları içinde en makbulü ve en müstakimi ve en kısası, bilâ-şüphe Habibullah’ın gösterdiği ve takip ettiği yoldur.
Lemalar, Risale-i Nur
Sünnet-i seniyeye ittiba, mutlaka gayet kıymettardır. Hususan bid’aların istilası zamanında sünnet-i seniyeye ittiba etmek daha ziyade kıymettardır. Hususan fesad-ı ümmet zamanında sünnet-i seniyenin küçük bir âdabına müraat etmek, ehemmiyetli bir takvayı ve kuvvetli bir imanı ihsas ediyor.
Lemalar, Risale-i Nur
Doğrudan doğruya sünnete ittiba etmek, Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmı hatıra getiriyor. O ihtardan o hatıra, bir huzur-u İlahî hatırasına inkılab eder. Hattâ en küçük bir muamelede, hattâ yemek, içmek ve yatmak âdabında sünnet-i seniyeyi müraat ettiği dakikada, o âdi muamele ve o fıtrî amel, sevaplı bir ibadet ve şer’î bir hareket oluyor. Çünkü o âdi hareketiyle Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâma ittibaını düşünüyor ve şeriatın bir edebi olduğunu tasavvur eder ve şeriat sahibi o olduğu hatırına gelir. Ve ondan Şâri’-i Hakiki olan Cenab-ı Hakk’a kalbi müteveccih olur, bir nevi huzur ve ibadet kazanır.
Lemalar, Risale-i Nur
Sünnet-i seniyeye ittibaı kendine âdet eden, âdâtını ibadete çevirir, bütün ömrünü semeredar ve sevaptar yapabilir.
Lemalar, Risale-i Nur
Muhabbetullah, ittiba-ı sünnet-i Muhammediye aleyhissalâtü vesselâmı istilzam eder. Çünkü Allah’ı sevmek, onun marziyatını yapmaktır. Marziyatı ise en mükemmel bir surette Zat-ı Muhammediye’de (asm) tezahür ediyor.
Lemalar, Risale-i Nur
Edebin envaını, Cenab-ı Hak habibinde cem’etmiştir. Onun sünnet-i seniyesini terk eden, edebi terk eder.
Lemalar, Risale-i Nur
Ne mutlu o kimseye ki sünnet-i seniyeye ittibaından hissesi ziyade ola. Veyl o kimseye ki sünnet-i seniyeyi takdir etmeyip bid’alara giriyor.
Lemalar, Risale-i Nur
;O zatın şefaati altına girip ve nurundan istifade etmenin ve zulümat-ı berzahiyeden kurtulmanın çaresi, sünnet-i seniyeye ittibadır.
Lemalar, Risale-i Nur
Mü’minin böyle manevî yaralarına tiryak ve merhem, sünnet-i seniyedir.
Lemalar, Risale-i Nur
Ey ehl-i iman! Sizi idam-ı ebedîden ve dünyevî ve uhrevî cehennemlerden kurtaran Kur’an’ın himayeti altına mü’minane ve mutemidane giriniz ve sünnet-i seniyesinin dairesine teslimkârane ve müstahsinane dâhil olunuz, dünya şakavetinden ve âhirette azaptan kurtulunuz!
Lemalar, Risale-i Nur
Bahtiyar odur ki bu ittiba-ı sünnette hissesi ziyade ola. Sünnete ittiba etmeyen, tembellik eder ise hasaret-i azîme; ehemmiyetsiz görür ise cinayet-i azîme; tekzibini işmam eden tenkit ise dalalet-i azîmedir.
Lemalar, Risale-i Nur
Âlem-i İslâm’da Ehl-i Sünnet ve Cemaat denilen ehl-i hak ve istikamet fırka-i azîmesi, hakaik-i Kur’aniyeyi ve imaniyeyi istikamet dairesinde hüve hüvesine sünnet-i seniyeye ittiba ederek muhafaza etmişler.
Mektubat, Risale-i Nur
Velayet yolları içinde en güzeli en müstakimi en parlağı en zengini, sünnet-i seniyeye ittibadır.
Mektubat, Risale-i Nur
Arkadaş! Vesvese ve evham zulmetleri içinde yürürken Resul-i Ekrem’in (asm) sünnetleri, birer yıldız birer lamba vazifesini gördüklerini gördüm. Her bir sünnet veya bir hadd-i şer’î, zulmetli dalalet yollarında güneş gibi parlıyor. O yollarda insan, zerre-miskal o sünnetlerden inhiraf ve udûl ederse şeytanlara mel’ab, evhama merkep, ehval ve korkulara ma’rez ve dağlar kadar ağır yüklere matiyye olacaktır.
Mesnevi-î Nuriye, Risale-i Nur
Sünnetleri, sanki semadan tedelli ve tenezzül eden ipler gibi gördüm ki onlara temessük eden yükselir, saadetlere nâil olur. Muhalefet edip de akla dayananlar ise uzun bir minare ile semaya çıkmak hamakatinde bulunan Firavun gibi bir firavun olur.
Mesnevi-î Nuriye, Risale-i Nur
Sâni’-i âlem’e hakkıyla abd ve hizmetkâr olanın, halka ubudiyete tenezzül etmemesi gerektir. Herkes kendi âleminde bir kumandan olduğundan âlem-i asgarında cihad-ı ekber ile mükelleftir. Ve ahlâk-ı Ahmediye ile tahalluk ve Sünnet-i Nebeviyeyi ihya ile muvazzaftır.
Divan-ı Harb-i Örfî, Risale-i Nur