Samimi bir ihlas, şerde dahi olsa neticesiz kalmaz. Evet, ihlas ile kim ne isterse Allah verir.

Lemalar, Risale-i Nur

Ey âhiret kardeşlerim ve ey hizmet-i Kur’aniyede arkadaşlarım! Bilirsiniz ve biliniz: Bu dünyada, hususan uhrevî hizmetlerde en mühim bir esas en büyük bir kuvvet en makbul bir şefaatçi en metin bir nokta-i istinad en kısa bir tarîk-ı hakikat en makbul bir dua-yı manevî en kerametli bir vesile-i makasıd en yüksek bir haslet en safi bir ubudiyet: İhlastır.

Lemalar, Risale-i Nur

Madem bu müthiş zamanda ve dehşetli düşmanlar mukabilinde ve şiddetli tazyikat karşısında ve savletli bid’alar, dalaletler içerisinde bizler gayet az ve zayıf ve fakir ve kuvvetsiz olduğumuz halde, gayet ağır ve büyük ve umumî ve kudsî bir vazife-i imaniye ve hizmet-i Kur’aniye omuzumuza ihsan-ı İlahî tarafından konulmuş. Elbette herkesten ziyade bütün kuvvetimizle ihlası kazanmaya mecbur ve mükellefiz. Ve ihlasın sırrını kendimizde yerleştirmek için gayet derecede muhtacız.

Lemalar, Risale-i Nur

Amelinizde rıza-yı İlahî olmalı. Eğer o razı olsa bütün dünya küsse ehemmiyeti yok. Eğer o kabul etse bütün halk reddetse tesiri yok. O razı olduktan ve kabul ettikten sonra, isterse ve hikmeti iktiza ederse sizler istemek talebinde olmadığınız halde, halklara da kabul ettirir, onları da razı eder.

Lemalar, Risale-i Nur

İhlas ve rıza-yı İlahî yolunda zerre, yıldız gibi olur.

Lemalar, Risale-i Nur

Bir zerre ihlaslı amel, batmanlarla hâlis olmayana müreccahtır.

Lemalar, Risale-i Nur

Cenab-ı Hakk’ın rızası ihlas ile kazanılır. Kesret-i etba ile ve fazla muvaffakıyet ile değildir.

Lemalar, Risale-i Nur

Ey sevaba hırslı ve a’mal-i uhreviyeye kanaatsiz insan! Bazı peygamberler gelmişler ki mahdud birkaç kişiden başka ittiba edenler olmadığı halde, yine o peygamberlik vazife-i kudsiyesinin hadsiz ücretini almışlar. Demek hüner, kesret-i etba ile değildir. Belki hüner, rıza-yı İlahîyi kazanmakladır. Sen neci oluyorsun ki böyle hırs ile “Herkes beni dinlesin.” diye vazifeni unutup vazife-i İlahiyeye karışıyorsun? Kabul ettirmek, senin etrafına halkı toplamak Cenab-ı Hakk’ın vazifesidir. Vazifeni yap, Allah’ın vazifesine karışma.

Lemalar, Risale-i Nur

Vesilenin mahiyetine bakılmaz, neticesine bakılır. Madem neticesi rıza-yı İlahîdir ve mâyesi ihlastır; o küçük değildir, büyüktür.

Lemalar, Risale-i Nur

İhlas ve hakperestlik ise Müslümanların nereden ve kimden olursa olsun, istifadelerine taraftar olmaktır. Yoksa “Benden ders alıp sevap kazandırsınlar.” düşüncesi, nefsin ve enaniyetin bir hilesidir.

Lemalar, Risale-i Nur

Rıza-yı İlahî ve iltifat-ı Rahmanî ve kabul-ü Rabbanî öyle bir makamdır ki insanların teveccühü ve istihsanı, ona nisbeten bir zerre hükmündedir. Eğer teveccüh-ü rahmet varsa yeter. İnsanların teveccühü; o teveccüh-ü rahmetin in’ikası ve gölgesi olmak cihetiyle makbuldür, yoksa arzu edilecek bir şey değildir. Çünkü kabir kapısında söner, beş para etmez!

Mektubat, Risale-i Nur

Velayet yollarının ve tarîkat şubelerinin en mühim esası, ihlastır. Çünkü ihlas ile hafî şirklerden halâs olur. İhlası kazanmayan, o yollarda gezemez.

Lemalar, Risale-i Nur

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir