Fakültede mikrobiyoloji hocam, apiterapi ve propolis üzerine Osmanlıca ispençiyari eserlerini transkripte etmemi istemişti.

O çalışma 2015’te Euroasia Pharmacy Congress’de Avrupalı akademisyenlere Erzincan Rixos otelde sunulup ödül aldı.

Osmanlıca ayak bağı oluyormuş ya hani Avrupaî seviyeye.

O gün; o çalışmayı ayakta alkışlayan Avrupalıların bundan haberi yoktu..

Ve eminim; mikrobiyoloji hocam, Osmanlıca biliyor olsaydı, ethnopharmacology gibi tradisyonel tıptan beslenen bilimsel disiplinlere müthiş katkılar yapabileceti.

Neyse, ne önemi var; fötr şapkalarımız çok tarz; bilimsellik de neymiş!

Osmanlıca tababet ve ispençiyari gibi kadim eserleri okumak için Avrupalılar “The Ottoman Manuscripts Collection” lar açar,

Biz de etek boylarımızı kaç santim daha kısaltırsak Avrupaî düzeye erişeceğimizin hesaplarını yaparız.

Çap meselesi…

Hazandide

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir