Câbir’in (ra) işittiğine göre Resûlullah (sav) şöyle demiştir:

Kişi ile şirk ve küfür arasında (engel olarak) namaz vardır.

(M246 Müslim, Îmân, 134)

Ebû Hüreyre’den (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah (sav) şöyle demiştir:

Bir kulun kıyamet gününde, ilk önce hesaba çekileceği amel namazdır. Eğer namazın hesabını iyi verebilirse kurtulur ve kazanır. Eğer namazın hesabını veremezse kaybeder ve hüsrana uğrar. Farz namazlarında eksik çıkarsa Aziz ve Celil olan Allah, “Bakın, kulumun nafile namazı var mı?” der. Namazının eksikleri nafile namazlarla tamamlanır. Diğer amellerinin hesabı da bu şekilde görülür.

(T413 Tirmizî, Salât, 188)

Muâz (ra) anlatıyor:

Resûlullah (sav) beni Yemen’e vali olarak gönderdi ve şöyle dedi: Sen Ehl-i Kitap’tan olan bir topluma gidiyorsun. Onları her şeyden evvel Allah’tan başka ilâh olmadığına ve benim de Allah’ın Resûlü olduğuma şahitlik etmeye çağır. Eğer onlar bunu kabul ederlerse, Allah Teâlâ’nın kendilerine her gün beş vakit namazı farz kıldığını bildir. Bunu da kabul eder ve itaat ederlerse, onlara Allah Teâlâ’nın kendilerine, zenginlerden alınıp fakirlere verilecek olan zekâtı farz kıldığını bildir. Bunu da kabul ederlerse, zekât alırken onların gözde mallarını almaktan sakın. Mazlumun bedduasından sakın. Çünkü onun duasıyla Allah’ın arasında perde yoktur.

(M121 Müslim, Îmân, 29; B1496 Buhârî, Zekât, 63)

Câbir’in (ra) işittiğine göre Resûlullah (sav) şöyle demiştir:

Kişi ile şirk ve küfür arasında (engel olarak) namaz vardır.

(M246 Müslim, Îmân, 134)

Ebû Hüreyre’den (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah (sav) şöyle demiştir:

Bir kulun kıyamet gününde, ilk önce hesaba çekileceği amel namazdır. Eğer namazın hesabını iyi verebilirse kurtulur ve kazanır. Eğer namazın hesabını veremezse kaybeder ve hüsrana uğrar. Farz namazlarında eksik çıkarsa Aziz ve Celil olan Allah, “Bakın, kulumun nafile namazı var mı?” der. Namazının eksikleri nafile namazlarla tamamlanır. Diğer amellerinin hesabı da bu şekilde görülür.

(T413 Tirmizî, Salât, 188)

Muâz (ra) anlatıyor:

Resûlullah (sav) beni Yemen’e vali olarak gönderdi ve şöyle dedi: Sen Ehl-i Kitap’tan olan bir topluma gidiyorsun. Onları her şeyden evvel Allah’tan başka ilâh olmadığına ve benim de Allah’ın Resûlü olduğuma şahitlik etmeye çağır. Eğer onlar bunu kabul ederlerse, Allah Teâlâ’nın kendilerine her gün beş vakit namazı farz kıldığını bildir. Bunu da kabul eder ve itaat ederlerse, onlara Allah Teâlâ’nın kendilerine, zenginlerden alınıp fakirlere verilecek olan zekâtı farz kıldığını bildir. Bunu da kabul ederlerse, zekât alırken onların gözde mallarını almaktan sakın. Mazlumun bedduasından sakın. Çünkü onun duasıyla Allah’ın arasında perde yoktur.

(M121 Müslim, Îmân, 29; B1496 Buhârî, Zekât, 63)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir