Kâmillerde, büyüklük mikyasıdır küçüklük. Nâkıslarda, küçüklük mizanıdır büyüklük.

Sözler, Risale-i Nur

Meziyetin varsa hafâ türabında kalsın tâ neşv ü nema bulsun.

Sözler, Risale-i Nur

Velayetin, şeyhliğin, büyüklüğün şe’ni tevazu ve mahviyettir. Tekebbür ve tahakküm değildir. Demek tekebbür eden, sabiyy-i müteşeyyihtir. Siz de büyük tanımayınız.

Münazarât, Risale-i Nur

Mütekebbirlere karşı tevazu, tezellül zannedildiğinden, tevazu etmemek gerektir.

Lemalar, Risale-i Nur

İnsanda büyüklüğün mikyası; küçüklüktür, yani tevazudur. Küçüklüğün mizanı; büyüklüktür, yani tekebbürdür.

Hakikat Çekirdekleri, Risale-i Nur

Tevazuda ve terk-i enaniyette öyle lezzetli bir mükâfat var ki ağır bir yükten ve kendini soğuk beğendirmekten kurtarır.

Lemalar, Risale-i Nur

Dünyaca havas tanınan insanlardaki meziyet, sebeb-i tevazu ve mahviyet iken tahakküm ve tekebbüre sebep olmuştur. Fukaranın aczi, avamın fakrı sebeb-i merhamet ve ihsan iken esaret ve mahkûmiyetlerine müncer olmuştur.

Hakikat Çekirdekleri, Risale-i Nur

Tevazu, mahviyet ve terk-i enaniyet, bu zamanda ehl-i hakikate lâzım ve elzemdir. Çünkü bu asırda en büyük tehlike, benlikten ve hodfüruşluktan ileri geldiğinden ehl-i hak ve hakikat, mahviyetkârane daima kusurunu görmek ve nefsini itham etmek gerektir.

Emirdağ Lâhikası, Risale-i Nur

Said, tam toprak gibi mahviyet ve terk-i enaniyet ve tevazu-u mutlakta bulunmak şarttır tâ ki Risaletü’n-Nur’u bulandırmasın, tesirini kırmasın.

Kastamonu Lahikası, Risale-i Nur

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir