“Elbette ve herhalde, o kalbin Fâtırı,
o kalbi işlettirmesini ve bilkuvve tavırdan bilfiil vaziyetine çıkarmasını
ve inkişafını ve hareketini irade etmiş ki, öyle yapmış.”
(29. Mektup)
Vecizesinde ‘kalbi işlettirmesini ve bilkuvve tavırdan bilfiil vaziyetine çıkarmasına”
örnek verebilir miyiz?..
“NAMAZIN MANASI, CENAB-I HAKK’I TESBİH VE TA’ZİM VE ŞÜKÜRDÜR!..”( 9.Söz)
Demiştik,
Bu manayı örneklemek gerekirse;
“Yani, celaline karşı
kavlen ve fiilen “Sübhanallah“
deyip takdis etmek” BİLKUVVE”dir.
Bunu ‘BİLFİİL’ vaziyetine getiren namazdaki “MÜDÂVEMET”dir.
Hem kemaline karşı,
lafzan ve amelen “ALLAHU EKBER”
deyip ta’zim etmek ” “BİLKUVVE“dir.
Bunu ‘BİLFİİL’ vaziyetine getiren namazdaki “TÂDİL-İ ERKÂN”dır.
Hem cemaline karşı,
kalben, lisanen ve bedenen “ELHAMDÜLİLLAH”
deyip şükretmek “BİLKUVVE“dir.
Bunu ‘BİLFİİL’ vaziyetine getiren namazdaki “MUHAFAZA ”dır.
(9.Söz, 29.Mektup, İşaratü’l-İ’caz)
İkinci bir örnek vermek gerekirse;
“Herhangi biriniz bir kötülük görürse onu eli ile değiştirsin;
yapamazsa dili ile, bunu da yapamazsa kalbi ile değiştirsin,
sonuncu tavır imanın en zayıf şeklidir.” (Müslim; Kitabu’l-İman)
Bu hadis de,
Kötülüğü, Dille değiştirmenin Ülâma’ya ait olup,
(‘ma’ruf’u emir ve münkerden nehiy’) vazifesi olması hasebiyle ‘BİLKUVVE’dir!..
Kötülüğü, ELLE değiştirmenin ise,
devletin mevcudiyeti halinde Ümera’ya
(Devletin güvenlik ve silahlı kuvvetlerine) ait olup,
Asayişi ve nizamı tesis etmek babında ‘BİLFİİL’dir!..
Bab-ı Şefkat Nur